Erzincan'ın İliç ilçesinde yaşanan ve 9 işçinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili davada önemli bir gelişme yaşandı. 5'i tutuklu toplam 43 sanığın yargılandığı davada mahkeme ara kararını açıkladı. Karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Peki, mahkemenin bu kararı ne anlama geliyor? İşte detaylar...

İliç Maden Faciası Davasında Kritik Gelişmeler

Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar katıldı. Duruşmada, dava dosyasına eklenen yeni bilirkişi raporu değerlendirildi ve sanıklardan savunma istendi. Cumhuriyet savcısı, sanıkların savunma hazırlamaları için ek süre verilmesini talep etti. Ayrıca, bazı sanıkların tutukluluk hallerinin devamını, bazılarının ise adli kontrol şartıyla tahliyesini istedi.

Müşteki avukatları ise tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesi gerektiğini savundu. Mahkeme heyeti, kısa bir aranın ardından kararını açıkladı.

• Shaun Keady Swartz ve Ömer Ardıç adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
• Ronald Guılle, Ali Rıza Kalender ve Selçuk Çiftlik'in tutukluluk halleri devam edecek.
• Duruşma, eksik hususların giderilmesi ve sanık savunmaları için 6 Ocak 2026 tarihine ertelendi.

Tahliye Kararı Tartışma Yarattı

Mahkemenin tahliye kararı, özellikle hayatını kaybeden işçilerin yakınları tarafından tepkiyle karşılandı. Müşteki avukatları, kararın adil olmadığını ve sanıkların kaçma ihtimali bulunduğunu belirterek itiraz edeceklerini ifade etti. Kamuoyunda da farklı görüşler dile getirilirken, davanın seyrinin nasıl ilerleyeceği merak konusu oldu.

Maden faciası, Türkiye'de iş güvenliği konusundaki eksiklikleri bir kez daha gündeme getirmişti. Davanın, benzer olayların yaşanmaması adına emsal teşkil etmesi bekleniyor.

Davanın Geleceği Ne Olacak?

İliç maden faciası davası, Türkiye'nin gündeminden düşmüyor. Mahkemenin verdiği ara karar, davanın seyrini değiştirecek gibi görünüyor. Tarafların itirazları ve yeni delillerle birlikte davanın 6 Ocak 2026'da yapılacak duruşmasında nasıl bir sonuç çıkacağı merakla bekleniyor. Unutulmamalıdır ki, bu dava sadece 9 işçinin kaybıyla ilgili değil, aynı zamanda Türkiye'deki iş güvenliği standartlarının da sorgulanmasına neden olan önemli bir süreçtir.