İstanbul'u Sel Aldı! Taksim Meydanı Sular Altında mı Kaldı?
Gündem

İstanbul'u Sel Aldı! Taksim Meydanı Sular Altında mı Kaldı?


25 October 20255 dk okuma24 görüntülenmeSon güncelleme: 12 November 2025

İstanbul'da etkili olan şiddetli yağış, hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Özellikle dün geceden bu yana aralıksız süren sağanak, Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi gibi şehrin sembol noktalarında su baskınlarına yol açtı. Vatandaşlar zor anlar yaşarken, yetkililer de sürekli olarak uyarılarda bulunuyor.

İstanbul'da Hayat Durma Noktasına Geldi

Şiddetli yağışın etkisiyle Taksim Meydanı'nda oluşan su birikintileri, ulaşımı aksattı. Birçok araç yolda kalırken, yayalar da yürümekte güçlük çekti. İstiklal Caddesi'nde ise dükkanların önleri suyla doldu, esnaf kendi imkanlarıyla suyu tahliye etmeye çalıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri, su baskınlarına müdahale etmek için yoğun çaba sarf ediyor.

İstanbul'daki bu ani ve şiddetli yağış, akıllara iklim değişikliğinin etkilerini getiriyor. Uzmanlar, benzer olayların gelecekte daha sık yaşanabileceği konusunda uyarıyor. Bu nedenle, şehirlerin altyapılarının güçlendirilmesi ve iklim değişikliğine uyum stratejilerinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.

İstanbul'un tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi, her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Bu nedenle, bu bölgelerdeki olumsuz hava koşullarının turizm üzerindeki etkileri de yakından takip ediliyor. Yağışların devam etmesi halinde, turistik faaliyetlerin de olumsuz etkilenebileceği belirtiliyor.

Selden Korunma Yolları Nelerdir?

Sel ve su baskınlarından korunmak için alınabilecek bazı önlemler bulunmaktadır:

  • Dere yataklarından uzak durulmalı.
  • Binaların su basman seviyeleri yükseltilmeli.
  • Yağmur suyu giderleri temizlenmeli.
  • Sel riskine karşı sigorta yaptırılmalı.

Bu önlemler, can ve mal kayıplarının önlenmesinde önemli rol oynayabilir.

İstanbul'da yaşanan bu sel felaketi, iklim değişikliğinin etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Şehirlerin altyapılarının güçlendirilmesi, iklim değişikliğine uyum stratejilerinin geliştirilmesi ve bireysel olarak alınabilecek önlemler, gelecekte benzer olayların yaşanmasının önüne geçebilir. Unutmayalım ki, doğaya karşı değil, doğayla birlikte yaşamak zorundayız.