Dünyada milyonlarca telefon kullanıcısı, farkında olmadan büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olabilir. Bağımsız gazetecilerin yaptığı bir araştırma, Avusturyalı bir telekomünikasyon şirketinin, telefon numaraları aracılığıyla binlerce kişiyi takip ettiğini ortaya çıkardı. Bu durum, kişisel verilerin korunması ve özel hayatın gizliliği konularında ciddi endişelere yol açıyor.

SS7 Sinyalizasyon Sistemi Nedir?

Araştırmaya göre, Avusturyalı Josef Fuchs'in kurduğu "PT First Wap International" şirketi, 1970'lerde ITU (Uluslararası Telekomünikasyon Birliği) tarafından geliştirilen "SS7 sinyalizasyon sistemini" kullanarak insanları takip ediyor. Peki, bu sistem tam olarak nasıl çalışıyor?

SS7, telefon şebekeleri arasındaki iletişimi sağlayan bir protokoldür. Normalde, aramaların yönlendirilmesi, SMS mesajlarının gönderilmesi ve diğer temel telekomünikasyon işlemlerinin gerçekleştirilmesi için kullanılır. Ancak, bu sistemdeki güvenlik açıkları, kötü niyetli kişilerin telefon numaraları aracılığıyla kullanıcıların konumlarını tespit etmelerine, görüşmelerini dinlemelerine ve hatta SMS mesajlarını ele geçirmelerine olanak tanıyabilir.

Bu sistemin nasıl çalıştığına dair daha detaylı bilgiler:

• Konum Tespiti: SS7 sayesinde, bir telefon numarasının hangi baz istasyonuna bağlı olduğu tespit edilebilir. Bu sayede, kullanıcının yaklaşık konumu belirlenebilir.
• Görüşme Dinleme: SS7 protokolündeki zafiyetler, arama yönlendirme işlemlerinin manipüle edilmesine ve görüşmelerin dinlenmesine imkan tanır.
• SMS Ele Geçirme: Özellikle iki faktörlü kimlik doğrulama sistemlerinde kullanılan SMS mesajları, SS7 üzerinden ele geçirilebilir.

WhatsApp Güvende mi?

Araştırmada dikkat çeken bir diğer nokta ise, WhatsApp gibi şifreli uygulamaların bile bu sistem tarafından kırılabildiği iddiası. Eğer bir saldırgan, SS7 üzerinden bir kullanıcının SMS mesajlarını ele geçirebilirse, WhatsApp hesabını ele geçirmek için gereken doğrulama kodunu da elde edebilir. Bu durum, şifreli mesajlaşma uygulamalarına olan güveni sarsabilir.

Bu iddia, WhatsApp kullanıcıları arasında büyük bir endişe yaratmış durumda. Şirket henüz bu konuda resmi bir açıklama yapmazken, uzmanlar kullanıcıların güvenlik önlemlerini artırmalarını tavsiye ediyor.

Bu Durumda Ne Yapmalıyız?

Telefon takip imparatorluğu olarak adlandırılan bu sistemin ortaya çıkması, kişisel verilerin korunması konusunda daha dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor. Peki, bu durumda ne yapmalıyız?

• Bilinmeyen numaralardan gelen mesajlara ve aramalara dikkat edin.
• İki faktörlü kimlik doğrulama kullanın, ancak SMS yerineAuthenticator gibi uygulamaları tercih edin.
• Telefonunuzdaki ve uygulamalarınızdaki güvenlik ayarlarını düzenli olarak kontrol edin.
• Kişisel verilerinizi paylaşırken dikkatli olun.

Bu skandal, telekomünikasyon şirketlerinin ve devletlerin, kullanıcıların kişisel verilerini koruma sorumluluğunu bir kez daha gündeme getiriyor. SS7 gibi eski teknolojilerdeki güvenlik açıklarının kapatılması ve daha güvenli iletişim protokollerinin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.