Agah Sendromu: Yalnızlığa Mahkum Benmerkezciler!
Gündem

Agah Sendromu: Yalnızlığa Mahkum Benmerkezciler!


18 May 20255 dk okuma36 görüntülenmeSon güncelleme: 04 December 2025

Aldığı haber Agah'ı derinden sarstı. Saatlerce ne yaptığını düşündü, koltuğunda kalakaldı. En yakınındaki, güvendiği ortağı, bir açıklama yapmadan projeden ayrılmıştı. Bu durum, Agah'ın zaten var olan güvensizlik duygusunu daha da körükledi. Acaba Agah, bu durumu aşabilecek mi?

Agah'ın Dünyası: Aynalarla Küslük

Agah için dünyada kendisinden başka kimsenin değeri yoktu. Ortağının ayrılması, onun için bir nevi "iyi ki defoldu" deme fırsatıydı. Çünkü başkasını suçlamak, kendi hatalarıyla yüzleşmekten çok daha kolaydı. Agah, aynalarla küstü. Fedakarlığın ne olduğunu bilmeden, içini görmeden, duvarlarıyla beraber yaşlanmaya devam edecekti.

Agah, zamanını yönetmesi konusunda yardımcı olan ev arkadaşını da kaybettikten sonra, insanların kötü ve güvenilmez olduğuna iyice inanmıştı. Koltuğundan kalktı, duvarlarına baktı ve seçilmiş yalnızlığıyla gurur duydu. Artık bireyselciliği savunmaya hazırdı.

  • İnsanlar güvenilmezdir.
  • Tek sevilen kendimiz olmalıyız.
  • Gerisi teferruattır.

Sokaklardaki Agahlar: Yalnızlığın Çağrısı

Yarın nice Agahlar geçecek önümüzden. Bize içimizi değil, dışımızı anlatacaklar ve "sadece kendini sev, gerisi teferruat" diyecekler. Sokaklar, yalnızca kendi için yaşayan Agahlarla dolu. Artık kimse, "herkes gönlünün ekmeğini yer" diyebilip, gönlünün temiz olabildiğinden emin değil. Peki, bu durumun önüne nasıl geçebiliriz?

Agah Sendromu: Toplumsal Bir Yansıması mı?

Agah sendromu, aslında günümüz toplumunun bir yansıması mı? Bireyselliğin ön plana çıktığı, rekabetin arttığı ve güvensizliğin kol gezdiği bir dünyada, Agah gibi düşünen insanların sayısı giderek artıyor. Bu durum, toplumsal ilişkilerimizi nasıl etkiliyor? Daha empatik ve anlayışlı bir toplum için neler yapabiliriz? Unutmayalım ki, yalnızlık paylaşıldıkça azalır, mutluluk ise paylaşıldıkça çoğalır.