
Cumartesi Anneleri: 30 Yıldır Bayramımız Yok! Kayıplar Nerede?
Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle gerçekleştirdikleri eylemlerinin 1054. haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Bu hafta, 12 Eylül darbe yönetimi tarafından idam edilen ve cenazesi ailesine verilmeyen Veysel Güney’in akıbeti soruldu. Eyleme, Cumartesi Anneleri ve hak savunucularının yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu da katıldı.
Kayıpların fotoğrafları ve karanfillerin taşındığı eylemde açıklama yapan İHD Kayıplar Komisyonu üyesi Zeynep Yıldız, kayıp yakınlarının bayramda ziyaret edecekleri bir mezarı olmadığını belirterek, “Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin mezarlarına bırakamadığımız karanfilleri kayıplarımızın simgesi haline gelen Galatasaray Meydanı’na bırakmak için buradayız” dedi.
Veysel Güney'in Kayıp Hikayesi
Zeynep Yıldız, 24 yaşındaki Veysel Güney’in 12 Eylül askeri darbesinin ardından 28 Aralık 1980’de Antep’te bir ev baskınında yaralı olarak gözaltına alındığını belirtti. Yıldız, “Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 No’lu Askeri Mahkemesi’nde yargılandı. Avukat talebi reddedilen Veysel Güney’in savunma hakkı yok sayıldı. İlk duruşma 6 Şubat 1981’de yapıldı ve 17 Şubat 1981 tarihinde yapılan ikinci duruşmada, kendine yönelik suçlamaları ispat edecek deliller olmaksızın idama mahkum edildi. Meclis kararı olmadan özel kanun çıkarılarak, 10 Haziran 1981’de Gaziantep E Tipi Cezaevi’nde idam edildi” dedi.
Güney’in idam edildikten sonra 10 Haziran 1981 tarih ve 266 sayılı tutanakla babasına verilmek üzere Yüzbaşı Burhan Erdem’e cenazenin verildiğini, ancak cenazenin aileye teslim edilmediğini söyleyen Yıldız şöyle devam etti:
Ailesi ve arkadaşları yıllarca Veysel’in mezarını bulmak için mücadele etti. Ancak Veysel’in mezar yeri hala öğrenilemedi. Veysel’in izini süren ailesi ve arkadaşları, 2006 yılında Gaziantep Mezarlıklar Müdürlüğü’nün 9 Haziran 1981 gününe ait son kaydında ‘hüviyeti meçhul’ bir kişinin ‘idam edildiği’ ve 105341 numaralı mezara gömüldüğü bilgisine ulaştı ve mezarı açılarak DNA eşleştirmesi için kemik numuneleri alındı. Numuneler ile anne Zeynep ve baba Ali Güney arasında kan bağı kurulamadığı yönünde bir rapor hazırlandı. Kamuoyunda ve Güney ailesinde bu raporun gerçeği yansıtıp yansıtmadığı veya Adli Tıp’a gönderilen numunelerin doğru olup olmadığı yönünde derin kuşkular oluştu.
"Kayıplar Aramızda Yaşıyor"
Veysel Güney’in kardeşi Ayhan Güney’in gönderdiği mektubu ise Veysel Güney'in arkadaşı İsmail Yücel okudu. Ayhan Güney’in gönderdiği mektupta şu ifadelere yer verildi:
Ağabeyim Veysel Güney; onlarca kişide ismiyle, sevenlerinde anılarıyla, biz ailesinde yaşanmışlıklarıyla varlığını sürdürmeye devam ediyor ve edecek. İsmini bilenler; duydukça hüzünleniyor, arkadaşları anılarını tekrar tekrar anlatıyor ve anılarında yaşatıyor. 2012 yılında ölen annemiz, ismini söylemeye bile yüreği dayanmaz, resmine bakamazdı. Kim bilir söylemeye gücünün yetmediği neler saklıydı ana yüreğinde. 2014 yılında kaybettiğimiz babamız; çalışkanlığı, dürüstlüğüyle gurur duyduğu oğluyla ilgili ne hayaller kurdu kim bilir? Biliyoruz ki, tıpkı diğer kayıplarımız gibi Veysel Güney de yok olmadı, unutulmadı ve tüm varlığıyla aramızda.
Aileler Adalet İstiyor
Gözaltında kaybettirilen Yusuf Erişti’nin kardeşi Sevim Erişti de “Cumartesi Anneleri’nin çocukları nerede herkes soruyor. Bizim 30 yıldır hiçbir bayramımız olmadı. Bizim bir mezar taşımız olsun. Anne babamızı kaybettik. Biz kardeşlerimizi arıyoruz” dedi. Yine gözaltında kaybettirilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, 30 senedir hiçbir bayramı kutlamadığını ifade ederek, “Bayram sofrası kuramadım, evladımla oturup gülüp oynayamadım. Tüm kayıplarımızı anıyoruz” diye aktardı.
Kaybettirilen Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır ise Galatasaray Meydanı’nın kapatılmasına tepki göstererek, “Galatasaray Meydanı Hasan Ocak’tan beri bizim akıbetlerimizi sormamız adına çok değerlidir. Burada kayıplarımızı sormaktan vazgeçmiyoruz” ifadelerini kullandı. Gözaltında katledilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun da şu ifadeleri kullandı:
Dünya bizim sesimizi Galatasaray’dan duydu, biz mezarsız insanlarız. 30 yıldır kemiklerimizi arıyoruz ama sadece kemikleri değil failleri de adaletin önüne çıkarmak için arıyoruz. Bu bariyerler bu ülkenin utancıdır.
Cumartesi Anneleri'nin adalet arayışı, kayıpların acısı ve faillerin cezasız kalması Türkiye'nin kanayan yarası olmaya devam ediyor. Yıllardır süren bu mücadele, kayıp yakınlarının kararlılığını ve adalet özlemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Eylem, karanfillerin Galatasaray Meydanı’na bırakılmasıyla son buldu.