Günümüzde internet, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Çalışma, eğitim, eğlence ve iletişim gibi pek çok alanda internete bağımlıyız. Ancak bu bağımlılık, beraberinde baskı, kısıtlama ve sansür gibi sorunları da getirdi. WizCase'in son araştırması, ülkelerin demokratik sağlığı ile popüler dijital platformlara erişim arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, otoriter rejimler sansüre başvururken, demokratik ülkelerde dijital özgürlük daha iyi korunuyor.
Demokrasi ve Dijital Erişim Arasındaki Bağlantı
WizCase'in raporu, dijital platformlara erişimin ülkelerin demokratik sağlığının güçlü bir göstergesi olduğunu belirtiyor. Kuzey Kore gibi totaliter rejimlerde erişim neredeyse tamamen kısıtlanırken, demokratik ülkelerde dijital özgürlük büyük oranda korunuyor. Araştırmanın öne çıkan bulguları şöyle:
- Otoriter eğilim gösteren ülkeler, dijital platformları daha sık yasaklıyor.
- Kuzey Kore, dijital erişim konusunda 0 puan alarak listenin en sonunda yer alıyor. Çin ise sadece 6 puan alabildi.
- Asya kıtası, en ağır sansürü yaşayan bölge olarak öne çıkıyor. En düşük puan alan 35 ülkenin 21'i Asya'da bulunuyor.
- Güney Amerika, dijital özgürlük açısından en iyi performansı sergileyen kıta oldu. Şili, Kolombiya ve Peru gibi ülkeler yüksek puanlar aldı. Meksika ise tam puan alarak zirvede yer aldı.
Araştırmada sosyal medya, e-posta, arama motorları, haber siteleri, medya akışı, yetişkin içerikler, korsan içerikler, yapay zeka araçları, e-ticaret, fintech ve blockchain platformları incelendi. Ülkelerin %84'ü tüm sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarına erişim sağlıyor. Ancak TikTok gibi uygulamalar, bazı ülkelerde çeşitli kısıtlamalara uğramış durumda.
Haber Sitelerine Siyasi Kısıtlamalar
Haber siteleri ortalama %96,72 erişilebilirliğe sahip olsa da, siyasi gerilimlerin etkisiyle bazı haber kuruluşları hedef alınıyor. Özellikle Al Jazeera ve RT gibi haber kuruluşları, çeşitli ülkelerde kısıtlamalarla karşılaşıyor. Örneğin, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Al Jazeera'yı "tahrik kanalı" olarak nitelendirerek yasakladı. Avrupa Birliği (AB) ise, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinin ardından RT'yi yasakladı.
Yetişkin içeriklere erişim %91,54 ortalama erişilebilirliğe sahip olsa da, muhafazakar ve Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu ülkelerde sansür yaygın. Korsan içerik sitelerine erişim ise genel olarak yüksek olsa da, özellikle Avrupa’da akademik içerik paylaşımı yapan siteler kısıtlanıyor.
Dijital Sansürün Siyasi Arka Planı
Rapor, dijital erişimin hükümetlerin siyasi tutumlarıyla doğrudan bağlantılı olduğuna dikkat çekiyor. Kuzey Kore, Çin ve İran gibi ülkeler, vatandaşlarının küresel bilgi akışına erişimini politik istikrar adına kısıtlarken, demokratik ülkeler genellikle dijital içeriği sınırlama yoluna gitmiyor. Bu durum, dijital özgürlüğün siyasi özgürlüklerden ayrı düşünülemeyeceğini gösteriyor.
Sonuç olarak, dijital sansür, ülkelerin demokratik sağlığını yansıtan önemli bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor. İnternet özgürlüğünü korumak, aynı zamanda siyasi özgürlükleri de savunmak anlamına geliyor. Dijital dünyadaki otokratik eğilimlere karşı mücadele etmek, internetin özgür ve açık kalmasını sağlamak için hayati önem taşıyor.