İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyonu, 24 Nisan Ermeni Soykırımı anma gününde yaptığı sert açıklamayla, inkâr politikalarının soykırımı sürdürdüğünü ve adaletin hala yerini bulmadığını belirtti. "Cezalandırılmayan suç, işlenmeye devam eder. İnkâr, soykırımı sürekli kılar" sözleriyle başlayan açıklamada, yüz yıl önce işlenen suçların halen etkilerini sürdürdüğüne dikkat çekildi. Peki, İHD'nin bu önemli açıklaması ne anlama geliyor ve Türkiye'nin bu konuda atması gereken adımlar neler?
İnkâr Politikaları ve Sonuçları
İHD, açıklamasında soykırımın inkârının yalnızca geçmişin reddi değil, aynı zamanda bugünün de suça ortak edilmesi anlamına geldiğini vurguladı. "İnkâr, failleri aklar; kurbanları suçlar" diyen İHD, bu durumun kurbanların torunlarına her gün tekrar tekrar yaşatılan bir travma olduğunu belirtti. Katilleri kahraman ilan etmek, soykırımcıları onurlandırmak, halklar arası düşmanlığı canlı tutmak demektir.
İHD'nin açıklamasına göre, Osmanlı'nın son döneminde gerçekleştirilen soykırım, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu yapısına da etki etti. Bu "lanetli miras"ın hala hukuk dışı uygulamaları meşrulaştırdığı savunuldu. Bu durumun, Ermenilere düşman ırkçı kuşakların yetişmesine ve kurbanların torunlarının hayatları boyunca ayrımcılığa maruz kalmasına neden olduğu belirtildi. Bu yalnızca geçmişte kalmış bir trajedi değil; günümüzde de süren sistematik bir inkâr ve dışlama pratiğidir.
Ekonomik Yağma ve Adalet Talebi
Komisyon, soykırımın sadece katliamdan ibaret olmadığını, aynı zamanda büyük bir ekonomik yağmayı da içerdiğini belirtti. El konulan taşınmazlar, bankalardaki hesaplar, iş yerleri ve kutsal mekânların da bu soygunun bir parçası olduğu vurgulandı. 1915 yılına ait verilere göre bu yağmanın maddi boyutunun 22 milyon dolar olduğu ifade edildi. Bu durum, soykırımın sadece insan hayatına değil, aynı zamanda ekonomik yapıya da büyük bir darbe vurduğunu gösteriyor.
Açıklamada ayrıca, 24 Nisan 2011’de zorunlu askerlik görevini yaparken Batman’da öldürülen Ermeni yurttaş Sevag Şahin Balıkçı da anıldı. İHD, Balıkçı’nın anısını yaşatma sözünü yineledi. Komisyon, 2005’ten bu yana her 24 Nisan’da tekrarladığı talebi yineleyerek, şu çağrıda bulundu:
“Soykırımın inkârı, soykırımın sürdürülmesidir. İnkâra son verin. Bütün hukuki sonuçlarıyla birlikte suçu kabul edin. Ancak o zaman mezarsız ölülerin ruhu huzur bulur, adalet sağlanır. Aksi halde bu topraklar soykırımın lanetinden kurtulamaz. Türkiye gün yüzü göremez.”
Adalet Sağlanana Kadar Huzur Yok
İHD'nin bu açıklaması, Türkiye'nin yüzleşmesi gereken tarihi gerçekleri bir kez daha gözler önüne seriyor. Soykırımın inkârı, sadece geçmişi değil, geleceği de olumsuz etkiliyor. Adalet sağlanmadığı sürece, toplumda huzur ve güven ortamı tesis etmek mümkün olmayacaktır. Türkiye'nin bu konuda atması gereken adımlar, öncelikle soykırımı tanımak ve kurbanların haklarını iade etmek olmalıdır. Ancak o zaman bu topraklar soykırımın lanetinden kurtulabilir ve gerçek bir yüzleşme sağlanabilir.