İktidar medyası tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında gözaltına alınan Seza Büyükçulha'nın, "İmamoğlu'nun kasası" olduğu yönünde ortaya atılan iddialar büyük yankı uyandırdı. Ancak bu iddiaların aksine, Seza Büyükçulha'ya ait lokantanın açılışını bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı gerçeği ortaya çıktı. Bu durum, iddiaların ne kadar gerçekçi olduğu konusunda soru işaretleri yaratırken, Büyükçulha'nın yakın çevresi de söz konusu iddiaları kesin bir dille yalanladı.

İddialar ve Gerçekler Arasındaki Çelişki

İktidar yanlısı bazı medya organları, İBB'ye yönelik soruşturmayı kullanarak Ekrem İmamoğlu'nu hedef almaya çalışırken, Seza Büyükçulha üzerinden bir karalama kampanyası başlattı. Büyükçulha'nın "İmamoğlu'nun kasası" olduğu ve İBB'deki bazı usulsüzlüklerin sorumlusu olduğu iddia edildi. Ancak bu iddiaların dayanağı olmadığı ve tamamen siyasi bir manipülasyon olduğu kısa sürede anlaşıldı. Zira, Büyükçulha'nın sahibi olduğu lokantanın açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapmış olması, iddiaların ne kadar mesnetsiz olduğunu açıkça gösteriyor.

Ayrıca, Büyükçulha'nın yakın çevresinden yapılan açıklamalar da iddiaları yalanlar nitelikte. Büyükçulha'nın dürüst ve çalışkan bir iş insanı olduğu, siyasi bağlantılarının olmadığı ve İBB ile herhangi bir usulsüz iş ilişkisinin bulunmadığı belirtiliyor. Bu durum, iddiaların tamamen asılsız olduğunu ve siyasi bir karalama kampanyasının parçası olduğunu gözler önüne seriyor.

Soruşturmanın Perde Arkası

İBB'ye yönelik soruşturmanın, yaklaşan yerel seçimler öncesinde Ekrem İmamoğlu'nu yıpratma amacı taşıdığı düşünülüyor. İktidar partisinin, İstanbul'u yeniden kazanmak için her türlü yolu denediği ve bu kapsamda İBB'ye yönelik soruşturmaları bir araç olarak kullandığı iddia ediliyor. Seza Büyükçulha olayının da bu siyasi stratejinin bir parçası olduğu ve İmamoğlu'na yakın isimler üzerinden bir algı operasyonu yürütüldüğü belirtiliyor.

Soruşturmanın ne kadar adil ve şeffaf yürütüldüğü de merak konusu. Birçok hukukçu, soruşturmanın siyasi amaçlarla yapıldığını ve delillerin manipüle edildiğini savunuyor. Bu durum, soruşturmanın güvenilirliğini zedelerken, kamuoyunda da büyük bir tepkiye yol açıyor.

Sonuç: Siyasi Manipülasyon Mu?

Seza Büyükçulha olayının, siyasi bir manipülasyon olduğu ve Ekrem İmamoğlu'nu hedef alan bir karalama kampanyasının parçası olduğu açıkça görülüyor. İktidar medyasının, gerçekleri çarpıtarak ve asılsız iddialar ortaya atarak kamuoyunu yanıltmaya çalıştığı ve İBB'ye yönelik soruşturmayı siyasi bir araç olarak kullandığı düşünülüyor. Bu durum, demokrasinin işleyişine zarar verirken, kamuoyunun da doğru bilgilendirilmesini engelliyor.