İstanbul'da yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında flaş bir gelişme yaşandı. 61 muvazzaf asker, "FETÖ üyeliği" suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Operasyonun detayları ve soruşturmanın kapsamı merak konusu oldu.

FETÖ Operasyonu: 35 İlde Eş Zamanlı Baskın

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 35 ilde eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyonun hedefinde, "ankesörlü hatlardan örgütsel iletişim modeline uygun şekilde irtibat sağladıkları" iddiasıyla 63 asker bulunuyordu. Gözaltına alınan askerlerin ifadeleri ve elde edilen deliller doğrultusunda 61'inin tutuklanmasına karar verildi.

Soruşturma, FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki yapılanmasına yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Ankesörlü hatlar üzerinden yapılan iletişim, örgütün gizliliğini koruma ve deşifre olmaktan kaçınma stratejisi olarak biliniyor.

Hangi Kuvvet Komutanlıklarından Askerler Tutuklandı?

Tutuklanan askerlerin kuvvet komutanlıklarına göre dağılımı ise şu şekilde:

• 8'i Hava Kuvvetleri Komutanlığı
• 13'ü Jandarma Genel Komutanlığı
• 36'sı Kara Kuvvetleri Komutanlığı
• 6'sı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı

Bu dağılım, FETÖ'nün TSK'nın farklı kademelerine sızmış olduğunu gösteriyor. Soruşturmanın derinleştirilmesiyle birlikte yeni gözaltıların ve tutuklamaların yaşanabileceği belirtiliyor.

Soruşturma Devam Ediyor

Emniyetteki işlemlerinin ardından İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilen şüphelilerden 61'i tutuklanırken, 1 şüpheli hakkında imza atma ve yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildi. Hakkında gözaltı kararı bulunan 1 şüpheliyi yakalama çalışmalarının ise sürdüğü öğrenildi.

FETÖ ile mücadele kapsamında yürütülen bu tür operasyonların, devletin kurumlarından örgüt üyelerini temizleme ve örgütün faaliyetlerini engelleme amacına hizmet ettiği belirtiliyor. Bu operasyonlar, Türkiye'nin milli güvenliği ve demokrasisi için hayati önem taşıyor.

FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanan askerlerin durumu, TSK içerisinde yaşanan değişim ve dönüşümün bir parçası olarak değerlendirilebilir. Devletin, bu tür örgütlenmelere karşı kararlılıkla mücadele etmesi, gelecekte benzer tehditlerin önüne geçilmesi açısından büyük önem arz ediyor.