28 Nisan 2025 Pazartesi

Türkiye'de Yolsuzluk Sorunu: Adalet Neden Yerini Bulmuyor?

Türkiye'de Yolsuzluğun Kökleri: Sistem mi, İnsanlar mı?

Son yıllarda Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri haline gelen yolsuzluk, sadece bireysel suçların ötesinde bir sistem sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Belediyelerden kamu kurumlarına kadar uzanan bu çürümüş yapı, adaletin tesis edilememesiyle daha da derinleşiyor. Peki, bu kısır döngüden çıkış yolu var mı?

Belediyeler: Yolsuzluğun Merkez Üssü mü?

Türkiye'deki 2.710 belediye, maalesef yolsuzluk iddialarının en yoğun olduğu kurumlar arasında. İhalelerden hizmet alımlarına kadar pek çok süreçte şu sorunlar göze çarpıyor:

  • Torpil ve kayırmacılık: Yakın çevreye avantaj sağlanması
  • Şeffaf olmayan süreçler: Denetim mekanizmalarının işlememesi
  • Fiyat şişirme: Gerçek maliyetin çok üzerinde harcamalar

Çin'deki bir söz bu durumu özetler nitelikte: "İki zengin mahkemeye düşerse hakim istifa eder, biri zengin diğeri fakirse zengin kazanır, ikisi de fakirse adalet tecelli eder."

Adalet Sisteminin Çıkmazı: Güçlü Olan mı Haklı Olan?

Yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmemesinin temel nedeni, adalet sisteminin işleyişindeki aksaklıklar. Savcıların cesaret edemediği davalar, güçlü isimlerin dokunulmazlığı ve cezasızlık kültürü, sorunun kronikleşmesine yol açıyor. Toplumun büyük bir kısmı, adaletin "güçlünün yanında" olduğuna inanıyor.

Atatürk'ün "Siz nasılsanız öyle yönetilirsiniz" sözü, bu tabloyu anlamak için önemli bir ipucu sunuyor. Yolsuzluğun sadece yöneticilerle sınırlı olmadığı, toplumsal bir çürümeyle bağlantılı olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Peki, bu kısır döngüyü kırmak mümkün mü? Cevap, şeffaflık, hesap verebilirlik ve güçlü denetim mekanizmalarında yatıyor.

Sonuç olarak, Türkiye'de yolsuzluk sorunu sadece bireysel suçlarla açıklanamayacak kadar derin. Sistemin yeniden inşası için köklü reformlar şart. Aksi takdirde, çürüme sadece dışarıdan görünmeyen bir elma gibi içten içe devam edecek.

İlgili Haberler