ABD'de St. Peter's Üniversitesi'nde yaşanan olay, yapay zekanın eğitim üzerindeki etkilerini bir kez daha tartışmaya açtı. Bir öğrencinin ödevini ve hatta özür metnini ChatGPT'ye yazdırması, öğretim üyesi tarafından tespit edilince dersten bırakılmasına neden oldu. Bu durum, eğitimde yapay zekanın kullanımının etik sınırları ve potansiyel zararları konusundaki endişeleri artırdı.

Yapay Zeka ve Etik Tartışmaları

St. Peter's Üniversitesi İngilizce Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Stephen Cicirelli, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla durumu özetledi: "Bir öğrenciyi, yapay zeka ile yazılmış bir araştırma ödevi teslim ettiği için dersten bıraktım. Ardından bana yine yapay zeka tarafından yazıldığı açıkça belli olan bir özür e-postası gönderdi. Artık aynanın öteki tarafındayız." Bu paylaşım, kısa sürede viral olarak etik, özgünlük ve dijital araçların sınırları gibi pek çok konuyu yeniden gündeme getirdi.

Olayın ardından Cicirelli'ye destek mesajları yağarken, eğitim sisteminin geldiği nokta da eleştirildi. Öğrencilerin yapay zekayı sadece bir bilgi kaynağı olarak değil, aynı zamanda "kişisel temsilci" gibi kullanmaya başlaması, öğretmenlerle öğrenciler arasındaki güven ilişkisini zedelediği belirtiliyor. Yapay zeka teknolojilerinin sınırlarının nasıl çizileceği, akademik üretimde insan katkısının nasıl korunacağı gibi sorular ise yeniden tartışılmaya başlandı.

Öğretim Üyesinin Açıklamaları

Gelişmelerin ardından AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cicirelli, paylaşımının amacının bir öğrencinin yapay zeka kullanarak ödevini yapmasını göstermek olmadığını vurguladı. Asıl rahatsızlığının öğrencinin yapay zeka ile özür mektubu yazması olduğunu belirten Cicirelli, öğrencisinin yazım stilini tanıdığını, bu yüzden özür mesajının onun stiline benzemediğine işaret ederek, "Bu, beni gerçekten çok rahatsız etti. Sanırım bu yüzden o paylaşımı yaptım. Doğrudan bana gelip özür dilemedi." ifadelerini kullandı.

Cicirelli, yapay zekanın fen bilimleri alanındaki katkısının daha çok olabileceğini belirtirken, sosyal bilimler alanında kullanmanın ise öğrencilere konuyu aktarma konusunda yanlış yönlendirme yapacağını vurguladı. "Ben edebiyat öğretiyorum, beşeri bilimler denen şeyi öğretiyorum ve bu alanlarda yapay zeka kullanımının çok faydasının olmadığını düşünüyorum." dedi.

• Yapay zeka kullanımının artmasıyla öğrencilerin yazma ve okuma süreçlerindeki yaratıcılığı olumsuz etkileniyor.
• Öğrencilerin yazılı anlatım becerilerinin temelini oluşturan "yazı sesi" (writing voice) gelişiminin tehlikeye girdiği vurgulanıyor.
• Kişisel ifade özgürlüğü zayıflıyor.

Yapay Zeka ile Savaş

Center for Democracy & Technology (CDT) tarafından yayımlanan bir raporda, öğretmenlerin yalnızca yüzde 25'inin öğrencilerin ödevlerinin yapay zeka ile mi yoksa kendileri tarafından mı hazırlandığını ayırt etme konusunda kendilerini etkili bulduğu belirtildi. Aynı raporda öğretmenlerin yüzde 52'sinin, öğrencilerinin çalışmalarının kendilerine ait olup olmadığından artık daha fazla şüphe duydukları bildirildi. Cicirelli, bu konuyla ilgili, "Bu, beni daha şüpheci bir hale getirdi." dedi.

Sonuç olarak, St. Peter's Üniversitesi'nde yaşanan bu olay, yapay zekanın eğitim üzerindeki etkileriyle ilgili önemli soruları gündeme getirdi. Yapay zekanın bilgiye erişimi kolaylaştırması ve öğrenme süreçlerini desteklemesi mümkün olsa da, etik sınırlar ve özgünlük gibi konularda dikkatli olunması gerektiği açıkça görülüyor. Aksi takdirde, öğrencilerin düşünme yetenekleri ve yaratıcılıkları zarar görebilir, eğitim sistemi de bu durumdan olumsuz etkilenebilir.